Alzheimer hastalığı kadınlarda daha sık görülüyor

Alzheimer kadınlarda erkeklere göre daha sık görülüyor. Erken teşhis, yaşam tarzı değişiklikleri ve destek tedavileri hastalığın ilerleyişini yavaşlatabiliyor.
Alzheimer hastalığı kadınlarda daha sık görülüyor

Alzheimer hastalığı dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Türkiye’de yaklaşık 600 bin Alzheimer hastası bulunuyor ve özellikle 65 yaş üstünde görülme sıklığı artış gösteriyor. Nöroloji uzmanı Doç. Dr. Recep Alp’in paylaştığı bilgilere göre kadınlarda Alzheimer erkeklere kıyasla daha yaygın olarak görülüyor. Özellikle 85 yaş üzerinde her iki kişiden birine Alzheimer tanısı konabiliyor. Hastalık yalnızca bireyin değil aynı zamanda hasta yakınlarının da yaşamını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle toplum genelinde farkındalık oluşturmak büyük önem taşıyor.

Alzheimer unutkanlıkla başlayan ve ilerledikçe günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyen kronik bir nörolojik hastalık. İsim bulmada güçlük, konuşma bozukluğu, zaman algısında kayma, görevleri yerine getirmekte zorlanma gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Bilişsel işlevlerdeki bozulmaların yanında davranışsal sorunlar da sürece eşlik edebiliyor. Erken dönemde tanı konması hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak açısından kritik bir rol oynuyor. Hastalıkla mücadele yalnızca ilaçla değil çok yönlü bir yaklaşımla mümkün olabiliyor.

e2d8d6d2-54aa-4b1e-a48c-334c18fabe11.webp

Risk faktörleri ve erken teşhisin önemi

Alzheimer hastalığında en büyük risk faktörü yaş olarak kabul ediliyor. Diyabet, hipertansiyon, obezite, depresyon ve genetik yatkınlık da hastalığın gelişiminde etkili oluyor. Uyku apnesi, alkol ve sigara kullanımı gibi faktörler riski artırabiliyor. Hastaların yaklaşık yüzde 5’inde genetik bozukluklar saptanıyor ve bu grup genellikle genç yaşlarda ortaya çıkıyor. Bu nedenle risk faktörlerinin kontrol edilmesi hastalığın önlenmesinde en etkili adımlar arasında yer alıyor.

Teşhis sürecinde hasta öyküsü büyük önem taşıyor. Hasta yakınlarının gözlemleri tanıda belirleyici bir etken olabiliyor. Klinik muayenelerin yanı sıra beyin MR’ı, PET görüntülemeleri, EEG ve kan testleri gibi yöntemler de kullanılıyor. Gerektiğinde beyin omurilik sıvısı incelemesi de yapılabiliyor. Erken tanı, tedavi sürecinde daha etkili bir yol izlenmesini sağlıyor ve hastalığın seyrini yavaşlatıyor. Erken teşhisin getirdiği avantajlar hem hastanın yaşam kalitesini yükseltiyor hem de yakınlarının yükünü azaltıyor.

Tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı önlemleri

Alzheimer için günümüzde semptomları kontrol etmeye yönelik ilaç tedavileri kullanılıyor. Bu ilaçlar bilişsel problemlerin yanı sıra davranışsal ve psikiyatrik sorunların yönetiminde de etkili olabiliyor. İlaç tedavisinin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri ve destekleyici yaklaşımlar da tedavinin önemli bir parçası. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, kaliteli uyku ve zihinsel aktiviteler hastalığın ilerleyişini yavaşlatmada büyük katkı sağlıyor.

Akdeniz tipi beslenme, omega 3 yağ asitlerinden zengin gıdalar, tam tahıllar ve bitkisel yağların kullanımı öneriliyor. Bağırsak ve beyin arasındaki ilişkinin Alzheimer açısından kritik olduğuna dikkat çekiliyor. Bu nedenle bağırsak sağlığını destekleyen beslenme alışkanlıkları önem taşıyor. Günlük yürüyüşler ve aerobik egzersizler beyindeki nöroplastisiteyi destekliyor. Ayrıca müzik terapisi ve aromatik yağların kullanımı da hastalığın seyrinde olumlu sonuçlar verebiliyor.

c02dcd13-64ec-4aac-8dbe-2e4444779142.webp

Hasta yakınlarının rolü ve dikkat edilmesi gerekenler

Alzheimer hastalarının bakım süreci hastalığın şiddetine göre farklılık gösteriyor. Hastalık ilerledikçe hasta yakınlarının sorumlulukları artıyor. Hastanın kendi evinde, tanıdığı eşyaların bulunduğu bir ortamda yaşaması büyük önem taşıyor. Hasta ile tartışmalardan ve inatlaşmalardan kaçınmak gerekiyor. Hastanın sakin ve güvenli bir ortamda bulunması tedavi sürecine katkı sağlıyor.

Bakımı üstlenen aile bireylerinin de psikolojik olarak desteklenmesi gerekiyor. Çünkü bu süreç yalnızca hastayı değil tüm aileyi etkileyen zorlu bir yolculuk. Alzheimer hasta yakınlarının yükünü paylaşmak ve destek mekanizmaları geliştirmek de toplum sağlığı açısından büyük bir gereklilik. Bu noktada hem profesyonel sağlık hizmetleri hem de sosyal destek ağları devreye girmeli. Alzheimer yalnızca bir sağlık sorunu değil aynı zamanda sosyal ve psikolojik yönleri de olan kapsamlı bir süreç olarak değerlendirilmeli.

Yorum Yaz

Yorumun minimum 10 karakter olmalıdır. (0)

Yorumlar