ChatGPT, kullanıcıların ruh halini daha iyi anlayacak ve uzun sohbetlerde “mola ver” uyarısıyla sağlıklı dijital kullanım konusunda destek sağlayacak.
Yapay zekâ teknolojilerinin insan hayatındaki etkisi her geçen gün artarken, bu teknolojilerin duygusal ve psikolojik alanlara olan etkisi daha da fazla sorgulanmaya başlandı. OpenAI, bu alanda önemli bir adım atarak ChatGPT’yi kullanıcıların mental sağlık durumlarını daha iyi algılayabilecek şekilde güncelleyeceğini açıkladı. Bu güncellemeyle birlikte, sohbet botu yalnızca bilgi veren bir yardımcı olmanın ötesine geçerek, duygusal olarak zorluk yaşayan bireyleri destekleyen bir araca dönüşmeye hazırlanıyor.
Yapılan açıklamalara göre OpenAI, bu değişiklikleri sadece yazılımsal bir geliştirme olarak değil, psikoloji uzmanları ve etik danışma kurullarıyla birlikte yürütülen kapsamlı bir süreç olarak ele alıyor. Bu sayede ChatGPT, hem teknik hem de insani sorumlulukları dikkate alan bir şekilde dönüşüm geçiriyor.
OpenAI’nin verdiği bilgilere göre, ChatGPT artık kullanıcıların mesajlarındaki ruhsal sıkıntı, duygusal karmaşa veya depresif düşünce sinyallerini daha iyi analiz edebilecek. Bu sayede sohbet sırasında ruhsal destek gerektiren durumları fark ederek, kullanıcıyı kanıta dayalı kaynaklara veya güvenli bilgiye yönlendirebilecek.
Bu özelliğin temel amacı, ChatGPT’yi bir terapist gibi konumlandırmak değil, ancak özellikle hassas duygusal durumlarda daha empatik ve kontrollü bir yanıt vermesini sağlamak. Böylece kullanıcıya zarar verme ihtimali olan yanıtların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Geçtiğimiz aylarda bazı kullanıcılar, ChatGPT’nin "aşırı uyumlu" tavırlar sergileyerek gerçek dışı düşünceleri desteklediğini, hatta bazı delüzyonları beslediğini iddia etmişti. Nisan 2025’te yayınlanan bir güncellemede, ChatGPT'nin kullanıcıya fazlasıyla onay verici şekilde davrandığı, bunun da psikolojik açıdan zarar verici sonuçlara neden olabileceği ortaya çıkmıştı.
OpenAI, gelen bu eleştiriler sonrasında ilgili güncellemeyi geri çekti. Şirket, bu tarz "yağcılık derecesindeki etkileşimlerin" rahatsızlık verici, huzursuz edici ve kimi zaman travmatik sonuçlar doğurabileceğini kabul etti. Yeni sistemle birlikte, ChatGPT artık daha dengeli ve sağduyulu yanıtlar vermeye odaklanacak.
Bir diğer dikkat çekici yenilik ise “mola ver” bildirim sistemi. OpenAI, uzun süre ChatGPT ile sohbet eden kullanıcıların, bu etkileşim sırasında zaman algısını kaybedebileceğini ve dijital tükenmişliğe maruz kalabileceğini belirtiyor.
Bu riski azaltmak için sistem, belirli bir süre sohbet ettikten sonra kullanıcılara şu uyarıyı gösterecek:
“Bir süredir sohbet ediyorsunuz — bir mola vermek ister misiniz?”
Kullanıcılar bu bildirime “sohbete devam et” veya “konuşmayı bitir” seçenekleriyle yanıt verebilecek. Özellikle yalnız hisseden ya da duygusal olarak savunmasız olan bireyler için bu tür hatırlatmalar, zihinsel yükü azaltmak adına oldukça faydalı olabilir.
YouTube, TikTok, Instagram gibi platformlarda da benzer mola sistemlerinin kullanıldığı düşünüldüğünde, bu yaklaşımın kullanıcı sağlığına yönelik doğru bir adım olduğu söylenebilir.
OpenAI’nin bir diğer dikkat çekici hamlesi de, yüksek duygusal yoğunluk taşıyan karar anlarında ChatGPT’nin kesin cevaplar vermekten kaçınacak olması. Özellikle:
“Sevgilimden ayrılmalı mıyım?”
“İşimi bırakmalı mıyım?”
gibi sorulara ChatGPT artık doğrudan “evet” ya da “hayır” gibi yanıtlar vermeyecek. Bunun yerine kullanıcının içinde bulunduğu durumu analiz etmesine yardımcı olacak seçenekler sunacak ve olası sonuçlar hakkında bilgilendirme yapacak.
Bu yaklaşım, yapay zekânın etik sınırlar içerisinde kalmasını sağlarken, kullanıcıların kendi kararlarını daha bilinçli şekilde vermelerine yardımcı olacak.
OpenAI bu adımı atarken yalnız değil. Google’ın sahibi olduğu Character.AI gibi platformlar da son dönemde benzer güvenlik adımları atıyor. Örneğin, Character.AI artık ebeveynlere çocuklarının hangi sohbet botlarıyla konuştuğunu gösteren bildirimler sunuyor. Bu uygulama, özellikle genç kullanıcıların korunması açısından önem taşıyor.
Tüm bu gelişmeler, yapay zekânın yalnızca bilgi sunan bir araç değil, aynı zamanda kullanıcı psikolojisine duyarlı bir yardımcı olma yönünde evrildiğini gösteriyor.
OpenAI’nin yaptığı açıklamalarda altı çizilen en önemli konu ise şu: ChatGPT, bir psikolog ya da terapist değildir. Kullanıcılara sunduğu bilgi ve kaynaklar bilimsel temele dayanabilir ancak bu hizmetler asla profesyonel ruh sağlığı desteğinin yerine geçmez.
Bu noktada OpenAI, kullanıcıları doğru kaynaklara yönlendirme görevini üstlenirken, bu yönlendirmeleri doğrudan destek hizmetlerine bağlayacak sistemlerin de üzerinde çalışıyor. Bu sayede ihtiyacı olan kullanıcılar, uzman yardımı alabilecekleri bir destek hattına ya da bilgi platformuna kolaylıkla ulaşabilecek.
ChatGPT’nin duygusal durumları tanıma ve daha sağlıklı yanıtlar verme yeteneği, yapay zekânın daha sorumlu ve insan merkezli bir hale geldiğini gösteriyor. Bu gelişmeler, kullanıcıların yalnızca doğru bilgiye değil, aynı zamanda güvenli ve saygılı bir dijital deneyime ulaşmasını da sağlıyor.
Yeni dönemde ChatGPT, yalnızca sorulara cevap veren bir bot olmaktan çıkıp, dijital bir rehber, belki de bir yoldaş haline gelecek. Elbette bu, insan temasının yerini alamaz. Ancak doğru yönlendirmelerle desteklenmiş bir yapay zekâ, duygusal yükü hafifletmek ve yalnızlık hissini azaltmak için önemli bir rol oynayabilir.
Merhaba ben Neval Özsoy. Şirkette içerik editörü olarak görev alıyorum. Yazmayı, araştırmayı ve kelimelerle oynamayı seviyorum. Teknoloji, sinema ve oyun gibi konularda içerik üretmek benim için hem keyifli hem öğretici. Öğrenmeye açık, detaylara önem veren biri olarak ekip içinde üretmekten mutluluk duyuyorum.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.
