__temp__ __location__

Çin dünyanın en büyük hidroelektrik santralini inşa ediyor

Çin, 60 GW kurulu güce sahip olacak dünyanın en büyük hidroelektrik santralini Yarlung Tsangpo Nehri üzerine inşa ediyor.

Çin dünyanın en büyük hidroelektrik santralini inşa ediyor

Çin, enerji alanında devrim niteliğinde bir projeye imza atarak dünyanın en büyük hidroelektrik santralini inşa etmeye başladı. Tibet’in güneydoğusundaki Yarlung Tsangpo Nehri üzerine kurulacak tesisin temeli 19 Temmuz 2025 tarihinde atıldı. Santral tamamlandığında 60 gigavat kurulu güce sahip olacak ve yıllık 300 milyar kilovat-saat elektrik üretecek. Bu üretim kapasitesi, Çin’in halihazırda sahip olduğu Üç Boğaz Barajı’nın üç katına denk geliyor. Beş ayrı hidroelektrik üniteden oluşacak santral, aynı zamanda Çin’in bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük enerji yatırımı olacak. Yaklaşık 167 milyar dolarlık maliyetiyle dikkat çeken bu proje, 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hayata geçirildi.

Proje sadece teknik gücüyle değil, stratejik ve çevresel boyutlarıyla da küresel ölçekte ilgi çekiyor. Çin hükümeti, barajın yalnızca elektrik üretimi için kullanılacağını ve doğal afetlere karşı önlem niteliği taşıyacağını vurgulasa da, çevre ve komşu ülkeler bu konuda endişeli. Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet Platosu’ndan doğarak Hindistan’ın kuzeydoğusundan geçiyor ve Bangladeş’te Brahmaputra Nehri adını alıyor. Bu nedenle nehir üzerinde yapılacak herhangi bir müdahale, milyonlarca insanın su güvenliği, tarımsal üretim ve ekosistem dengesi açısından kritik sonuçlar doğurabilir. Hindistan ve Bangladeş, projenin uzun vadede bir jeopolitik baskı unsuru haline gelebileceği konusunda çekincelerini dile getiriyor.

Çevresel ve siyasi etkiler uzun vadede tartışılacak

Çin’in açıklamalarına göre, baraj çevresel hassasiyetler gözetilerek inşa edilecek ve komşu ülkelere zarar verecek şekilde kullanılmayacak. Ancak bölgenin jeolojik yapısı ve ekosistem özellikleri, bu tür devasa yapıların ciddi çevresel etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Himalaya bölgesindeki hassas ekosistemler, barajın inşasıyla birlikte büyük baskı altına girebilir. Toprak kaymaları, habitat kaybı ve yerel halkın zorla tahliyesi gibi riskler ciddi şekilde gündeme getiriliyor. Ayrıca nehir debisinin yapay olarak kontrol edilebilmesi, kuraklık ya da taşkın gibi etkilerin politik araçlara dönüşme ihtimalini artırıyor. Uzmanlar, bu risklerin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda insani krizlere de zemin hazırlayabileceği konusunda uyarıyor.

Öte yandan bu santral, küresel hidroelektrik enerji üretiminde de dengeleri değiştirme potansiyeline sahip. 60 GW’lık kapasite, birçok ülkenin toplam hidroelektrik gücünü geride bırakıyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Türkiye’nin aktif durumdaki tüm hidroelektrik santrallerinin toplam kurulu gücü yaklaşık 33 GW seviyesinde bulunuyor. Bu da Çin’in yalnızca tek bir tesisle bile ne denli büyük bir enerji gücü yaratmayı hedeflediğini gösteriyor. Baraj tamamlandığında, Çin’in enerji ihtiyacına dev katkı sağlarken, ülkenin karbon salımını azaltma hedeflerine de hizmet edecek. Ancak projenin doğuracağı çevresel ve politik etkiler, tamamlanmasının ardından da uzun yıllar boyunca tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Paylaş:
Yavuz ERARSLAN
Yavuz ERARSLAN

Yavuz ERARSLAN, 4 yıldır teknoloji sektöründe editör olarak faaliyet gösteriyor. Akıllı telefonlar, laptop incelemeleri, oyun ekipmanları ve yapay zeka uygulamaları konularındaki içerikleri düzenliyor. Mobil teknolojiler, donanım testleri ve dijital trendler alanında uzmanlaşmış. Teknoloji haberlerini takip ediyor ve yeni çıkan gadget'ların detaylı analizlerini yapıyor.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.