Kill Bill sinema tarihinde hala benzersiz bir yere sahip. Üzerinden yirmi yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen hem estetiği hem anlatımıyla zamana meydan okuyan ender filmlerden biri sayılıyor. Quentin Tarantino’nun kung fu sinemasından spagetti westernlere, anime estetiğinden Kurosawa’nın samuraylarına kadar sevdiği tüm unsurları harmanlayarak yarattığı bu dünya, doğal olarak bir devam filmi beklentisini de beraberinde getirmişti. 2003 ve 2004’te yayımlanan iki ciltlik hikaye o kadar güçlüydü ki, izleyen herkeste üçüncü bir bölümün gelmesi gerektiği hissi oluştu. Dahası, bu yalnızca hayranların bir dileği değil; Tarantino’nun kendisinin de ciddi ciddi değerlendirdiği bir fikirdi.
İntikam zinciri devam edecekti
Kill Bill evrenine dair ilk genişleme sinyalleri Tarantino’nun ilk filmin yayımlanmasından kısa süre sonra yaptığı açıklamalarla ortaya çıktı. Yönetmenin, Sergio Leone tarzı bir üçleme fikrini gündeme getirdiği biliniyor. Üstelik bu üçlemede başrol tekrar Uma Thurman’ın canlandırdığı Gelin olmayacaktı.Tarantino’nun planı oldukça nett i: İlk filmde Gelin tarafından öldürülen Vernita Green’in genç kızı Nikki Bell, yıllar sonra annesinin intikamını almak için geri dönecekti. Bu seçim, Kill Bill evreninin acımasız mantığına tamamen uygundu. Sofie Fatale’in Bill’in mirasını gizlemesi, Nikki’yi büyütmesi ve Gelin ile bir hesaplaşma için hazırlaması gibi ayrıntılar bile düşünülmüştü. Bu, Güçlü kadın karakterlerin döngüsel bir intikam çizgisiyle birbirine bağlandığı, uzun soluklu bir proje olacaktı.

2009’a gelindiğinde Kill Bill 3 yeniden ciddi ciddi gündeme geldi. Tarantino o dönemde Vol. 3’ün Inglourious Basterds’tan sonra gelebileceğini söylemiş, hatta Gelin ve kızı BB’nin hikayede yer alabileceğini ima etmişti. Fakat bu plan kısa sürede rafa kalktı ve Tarantino yerine Django Unchained üzerinde çalışmaya başladı. 2012’de yönetmen, Kill Bill 3’ün geleceği hakkında artık daha temkinli konuşuyordu. Devam filminin çekilmeyebileceğini açıkça ifade etti. Buna rağmen yıllar boyunca röportajlarında ara ara seriye dönme ihtimalinden söz etti; Uma Thurman ile hala fikir alışverişi yaptığını, kullanılmamış notlarının olduğunu ve geri dönecekse Kill Bill evrenini tercih edebileceğini söyledi. Ardından ilginç bir gelişme yaşandı: Tarantino, Uma Thurman’ın kızı Maya Hawke ile Once Upon a Time in Hollywood filminde çalıştı. Bunun ardından hayranların hayal gücünü ateşleyen bir fikir ortaya çıktı: Gelin ve artık büyümüş olan kızı BB birlikte kaçak durumda olacaktı. Anne-kız ikilisi, geçmişin hayaletleriyle yeniden yüzleşecekti. Elle Driver, Sofie Fatale gibi hayatta kalan karakterler de hesaplaşmak için geri dönecekti. Hatta Gogo Yubari’nin bir ikiz kız kardeşi fikri bile gündeme geldi. Yani hikaye hiç eksik olmadı. Eksik olan yalnızca bu hikayeyi hayata geçirme iradesiydi.
Gerçek engel Tarantino’nun kendi kuralı
Kill Bill 3’ün asla çekilmemesinin en büyük nedeni Quentin Tarantino’nun kendisidir. Yönetmen uzun yıllardır “10 filmden sonra emekli olacağı” yönünde bir prensip benimsedi. Kill Bill Vol. 1 ve Vol. 2 tek bir film olarak sayılıyor. Dolayısıyla Tarantino'nun filmografisinde Kill Bill 3’e yer açması mümkün görünmüyor. Yönetmen teoride bu kuralı esnetebileceğini söylese de son açıklamalarında bu ihtimalin giderek azaldığını belirtiyor. Uma Thurman da benzer şekilde artık bir devam filmine pek ihtimal vermediğini dile getirdi. Bunun nedeni yalnızca yılların geçmesi değil; aynı zamanda ilk iki filmin çekimleri sırasında yaşanan bazı zorlu süreçler.
Bugün itibarıyla Kill Bill 3’ün çekilmesi düşük bir ihtimalden öteye geçmiyor. Ancak bu, serinin bıraktığı etkinin azaldığı anlamına gelmiyor. Kill Bill hala sinemada eşine az rastlanan bir kült eser olarak varlığını sürdürüyor. Belki de bazı hikayelerin devam filmine gerçekten ihtiyacı yoktur. Her ne kadar hayranlar bir üçüncü film görmek istese de, Gelin’in hikayesi kendi içinde tamamlanmış bir bütün olmaya devam ediyor.
Henüz yorum yapılmış haber bulunmuyor