Koluman Holding’in kültür elçisi Selda Saltık toplumsal fayda vizyonunu anlattı

Koluman Holding kültür sanat elçisi Selda Saltık eğitim spor ve sanat projeleriyle toplumsal fayda yaklaşımını anlattı ve kurumların değer odaklı sosyal sorumluluk rolünü açıkladı.
Koluman Holding’in kültür elçisi Selda Saltık toplumsal fayda vizyonunu anlattı

Selda Saltık toplumsal fayda odaklı kurumsal çalışmaların önemine dikkat çeken bir konuk olarak programda yer aldı. Programın yaratıcısı olan MarjinalSosyal topluma değer katan uygulamaları görünür kılmak amacıyla bu konsepti geliştirdi ve hikâyeleri doğrudan kurumların kendi temsilcileriyle paylaşmayı hedefledi. Yayın, SosyalUp YouTube kanalında izleyicilerle buluştu ve geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Saltık, kurum kültürünün temeline yerleştirilen değer yaklaşımının şirketin tüm sosyal sorumluluk projelerinde belirleyici olduğunu vurguladı. Değerler Atlası’nın “Toprak Ateş Su Hava” temalarıyla şekillenen dört ana ilke etrafında kurulduğunu ifade ederek güven tutku dayanışma ve gelişim kavramlarının her projede yol gösterici olduğunu söyledi.

Eğitim iş birlikleri dikkat çekiyor

Saltık kurumun eğitim alanındaki projelerini programın önemli başlıklarından biri olarak anlattı. Bir aile şirketi kimliğini koruyan holdingin sürdürülebilir ve uzun vadeli toplumsal faydayı benimsediğini belirten Saltık eğitim desteklerinin her yıl güçlenerek devam ettiğini söyledi. Özellikle Türk Eğitim Derneği burs programlarına verilen katkılar genç yeteneklerin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynuyor. Üstün yetenekli fakat imkânı sınırlı öğrenciler için verilen bireysel burslar da kurumun eğitimde fırsat eşitliğine verdiği önemin bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Üniversite kulüpleriyle yürütülen projeler arasında Boğaziçi Üniversitesi İTÜ ve ODTÜ iş birlikleri ise gençlerin yaratıcılığı ile sanayiyi buluşturan başarılı örnekler arasında yer aldı.

Gençlere spor ve sanat desteği

Programda spor ve sanat odaklı çalışmalar da geniş yer buldu. Saltık kurumun yıllardır bireysel sporculara ve sanatçılara destek verdiğini belirtti ve bunun şirket kültüründe önemli bir değer olarak korunduğunu ifade etti. Türkiye’nin ilk cinsiyetsiz kurumsal basketbol takımı bu yaklaşımın en dikkat çekici örneklerinden biri oldu ve kurum içinde kapsayıcı bir iletişim kültürü oluşturdu. Bale alanındaki projeler ise genç yeteneklere uluslararası deneyim kapıları açtı ve yeni fırsatlar yarattı. Bu programlar arasında Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü ile yürütülen iş birlikleri genç dansçılara Avrupa ve Amerika’da eğitim alma imkânı sağladı.

Sosyal sorumlulukta süreklilik

Saltık toplumsal fayda projelerinin sürdürülebilir olmasının kurumlar için temel bir ihtiyaç haline geldiğini anlattı. Şirketlerin kısa süreli projeler yerine etkisi ölçülebilen uzun vadeli çalışmalar geliştirmesinin toplumsal faydayı güçlendirdiğini belirtti. Çalışanların bu projelere gönülden katılım göstermesini sağlayan temel unsurun da kurum değerlerinin net biçimde tanımlanması olduğunu söyledi. Kurum kültürüne entegre edilen sosyal sorumluluk anlayışı çalışan motivasyonuna doğrudan katkı sağlıyor ve aidiyet duygusunu güçlendiriyor. Bu nedenle şirketlerin kendi değerlerini doğru analiz ederek projelerini bu zemine oturtmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Değer odaklı yaklaşım

Saltık projelerin sadece topluma sağlayacağı katkı açısından değil kurum içi iletişim açısından da güçlü bir araç olduğunu söyledi. Değer odaklı çalışmaların çalışanların kendilerini ifade etmesine imkân tanıdığını ve kurumla olan bağını derinleştirdiğini ifade etti. Gençlerin eğitim spor ve sanat alanlarında desteklenmesi ise topluma uzun vadede geri dönen yatırımlar olarak değerlendirildi. Kurumun AR-GE merkeziyle pek çok üniversitede sürdürdüğü projeler bilimsel gelişimin sosyal sorumlulukla buluştuğu örnekler olarak ele alındı. Bu yaklaşım hem inovasyonu hem de toplumsal faydayı aynı potada buluşturan güçlü bir model olarak tanımlandı.

İlham veren iyi örnekler

Saltık son bölümde sosyal sorumluluk projelerine başlamak isteyen kurumlara önerilerde bulundu. Etki ölçümünün ve sürdürülebilir danışmanlığın projelerin başarısını artırdığını belirtti. Kurumlara iç seslerini dinleyerek kendi değerleri doğrultusunda topluma katkı sağlayacak alanları belirlemelerini tavsiye etti. Özellikle gençlere yönelik programların geleceğe yapılan en değerli yatırımlar olduğunu söyledi. Daha fazla şirketin bu tür projeleri gönüllü olarak yürütmesinin toplumsal farkındalığı artıracağını belirterek konuşmasını tamamladı. Programın ilham veren yapısı farklı kurumların da benzer projelere yönelmesi için önemli bir motivasyon kaynağı oluşturdu.