Oyun dünyasının en köklü etkinliklerinden biri olan Evolution Championship Series (EVO), son günlerde önemli bir sahiplik değişimi ile gündemde. Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu tarafından desteklenen Qiddiya Gaming, RTS’yi tamamen satın alarak EVO’nun yeni ortak sahibi konumuna geldi. Bu satın alma sonrası EVO, artık Nodwin Gaming ve Qiddiya’nın ortak yönetiminde yoluna devam edecek.
Qiddiya’nın strateji sorumlusu Muhannad Aldawood, LinkedIn üzerinden yaptığı açıklamada, bu satın almanın EVO’nun geleceğini şekillendirmede büyük bir adım olduğunu vurguladı. Aldawood, EVO’nun 1996’dan bu yana dünyanın en büyük dövüş oyunu etkinliği olduğunu ve “sınırsız potansiyele sahip” bu organizasyonun büyümesini destekleyeceklerini ifade etti. Ancak bu açıklamalara rağmen dövüş oyunu topluluğundan gelen tepkiler çoğunlukla olumsuz oldu.
Dövüş oyunu topluluğu (FGC) uzun yıllardır bağımsız yapısıyla öne çıkıyor. Bu nedenle EVO’nun artık büyük yatırım fonları tarafından kontrol edilmesi, birçok oyuncu ve yorumcu tarafından eleştirildi. Tepkiler arasında özellikle topluluğun ruhunun zarar görebileceği ve ticari çıkarların etkinliğin özünü zedeleyebileceği yönünde kaygılar öne çıkıyor.
Topluluğun ilk tepkileri
FGC’nin tanınmış isimlerinden Stephen “Sajam” Lyon, satın alma haberini yorumlayan ilk kişilerden biri oldu. Sajam, bu durumun kendisini daha fazla içerik üretmeye ve topluluğa destek olmaya teşvik ettiğini belirtti. Onun bakış açısı, olumsuz gelişmelere rağmen topluluğun kendi içinden güçlenmesi gerektiği yönünde. Sajam geçmişte Esports World Cup’ta görev almayı reddetmiş ve ABD Ordusu ile iş birliği teklifini de geri çevirmişti. Bu tavrı, onun ticari baskılardan bağımsız kalma isteğini net biçimde ortaya koyuyor.
Öte yandan FGC’nin en güçlü seslerinden biri olan Dominique “SonicFox” McLean, çok daha sert bir tepki gösterdi. Sekiz kez EVO şampiyonu olan SonicFox, LGBTQ+ topluluğunun dövüş oyunları kültürünün temel bir parçası olduğunu vurguladı. X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Trans Hakları bayrağımı finallerde her zamankinden daha gür bir şekilde sallayacağım” diyerek tepkisini dile getirdi. Bu açıklama, topluluğun belirli kesimlerinin satın almaya karşı neden bu kadar hassas olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bu tepkiler, EVO’nun yalnızca bir e-spor turnuvası olmadığını, aynı zamanda kültürel bir topluluk olduğunu hatırlatıyor. Topluluk üyeleri, yıllardır gönüllülük esasıyla ve tabandan gelen desteklerle şekillenen bu kültürün dış etkilerle zarar görmesini istemiyor.
Tabandan gelen yeni eğilim
Qiddiya’nın EVO’ya ortak olması, FGC içinde yeni bir tartışmayı tetikledi. Birçok oyuncu ve yorumcu, artık EVO dışındaki alternatif turnuvalara yönelme fikrini öne çıkarmaya başladı. Yerel turnuvalar, küçük çaplı organizasyonlar ve bağımsız etkinlikler, topluluğun desteklemek istediği yapılar haline geliyor.
Bu durum aslında EVO’nun ilk yıllarındaki ruhun yeniden canlanmasına da işaret ediyor. 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında EVO, tamamen topluluk girişimleriyle büyüyen bir organizasyondu. Şimdi ise topluluğun bir kısmı, büyük yatırımcıların müdahalesine tepki olarak yeniden bu köklere dönme eğilimi gösteriyor.
Özellikle bağımsız turnuvaların artması, dövüş oyunu sahnesine çeşitlilik katabilir. Bu etkinlikler, büyük sponsor baskısı olmadan daha özgür bir atmosfer sağlayabilir. Aynı zamanda farklı şehirlerde düzenlenecek yerel turnuvalar, oyuncuların sahneye çıkması için yeni fırsatlar yaratabilir. Bu eğilim, EVO’ya alternatif güçlü organizasyonların doğmasına da zemin hazırlayabilir.
EVO’nun geleceği nasıl şekillenecek
EVO, bugüne kadar dövüş oyunları için en prestijli organizasyon olarak biliniyordu. Street Fighter, Tekken, Mortal Kombat gibi seriler için en büyük sahneyi sunan EVO, oyuncular için yalnızca bir turnuva değil, bir topluluk buluşması anlamına geliyordu. Qiddiya’nın ortaklık süreciyle birlikte EVO’nun ticari yönünün ağır basacağı düşünülüyor.
Ancak burada önemli bir ayrıntı var. EVO hâlâ dünya çapında büyük bir marka ve oyun şirketleri için vazgeçilmez bir platform. Capcom, Bandai Namco ve NetherRealm gibi devler, yeni oyunlarını tanıtmak için EVO’yu kullanmaya devam edebilir. Bu da organizasyonun gücünü koruyacağı anlamına geliyor. Fakat topluluk tabanlı alternatif etkinlikler güç kazandıkça, EVO’nun da kimliğini korumak için yeni adımlar atması gerekebilir.
EVO’nun geleceği, hem yatırımcıların hem de topluluğun yaklaşımıyla şekillenecek. Eğer topluluk kendisini dışlanmış hissederse, EVO’nun prestiji zamanla zarar görebilir. Ancak ticari destek ile topluluk değerleri arasında bir denge kurulabilirse, EVO önümüzdeki yıllarda da dövüş oyunu dünyasının merkezi olmaya devam edebilir.