Samsung Galaxy S25 Ultra ile yapay zekanın telefonlara etkisi

Samsung’un yeni amiral gemisi Galaxy S25 Ultra, markanın bugüne kadarki en gelişmiş telefonu olmasının yanında, yapay zeka tabanlı işlevlerle de kullanıcı deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor. S25 serisinin bu yeni kahramanı, kamera, pil, performans ve görüntü düzenleme gibi alanlarda yapay zekadan tam anlamıyla yararlanıyor. Özellikle Galaxy AI ile sunulan yenilikler, günlük kullanımda fark yaratıyor ve “yapay zeka sadece bir hile midir?” sorusunu geride bırakıyor.

Efsane 1: Gerçek zamanlı çeviri karmaşıktır

Geçmişte gerçek zamanlı çeviri genellikle ekstra uygulamalarla uğraşmayı gerektiriyordu. Galaxy S25 Ultra’da ise bu ihtiyaç ortadan kalkıyor. Galaxy AI Live Translate ile, telefonun varsayılan arama uygulamasında anında çeviri yapılabiliyor. Yani bir arama sırasında karşınızdaki farklı bir dilde konuşsa bile, konuşmalar anında çevrilip ekrana yansıyor. Toplantı notları almak için ise Galaxy AI Transcript Assist özelliği, birden fazla dili otomatik olarak tanıyor ve özet çıkartıyor.

Efsane 2: Yapay zeka gece fotoğraflarında işe yaramaz

Eski nesil gece modu çoğu zaman gürültülü ve detaysız görüntüler üretiyordu. Ancak Galaxy S25 Ultra’daki Galaxy AI Nightography ve sahne optimizasyonu, ışığı ve detayı çok daha doğru yönetiyor. Kamera birden fazla kareyi birleştirip makine öğrenmesiyle detayları netleştiriyor, böylece karanlık ortamlarda bile doğal ve canlı kareler yakalamak mümkün oluyor.

Efsane 3: Yapay zeka pil ömrünü kısaltır

Birçok kullanıcı, yoğun yapay zeka kullanımının pili hızla tüketeceğini düşünebilir. Oysa S25 Ultra’da, AI sistemleri pil tüketimini optimize edecek şekilde entegre edilmiş durumda. Telefon kullanım alışkanlıklarınızı öğrenerek, pil gücünü gün içinde en çok ihtiyaç duyduğunuz anlarda koruyor. Bu sayede, oyun oynarken veya birden fazla uygulama çalıştırırken bile pil ömrü etkileyici seviyede kalıyor.

Efsane 4: Yapay zeka ile düzenlenen fotoğraflar doğal görünmez

Fotoğraf düzenlemede doğallık önemli bir kriter. Galaxy AI Generative Edit, fotoğraflardaki nesneleri kaldırırken ya da eklerken arka planla kusursuz bir uyum sağlıyor. Sadece birkaç dokunuşla bir objeyi silebilir, boşluğu gerçekçi bir şekilde doldurabilirsiniz. Özellikle karmaşık görüntülerde bile yapay zeka, düzenlemeleri doğallığa yakın sonuçlarla tamamlıyor.

Efsane 5: Telefonlarda ağır çekim videolar her zaman titrer

Yavaş çekim video çekimlerinde titreme yaygın bir sorunken, Galaxy AI Instant Slow-mo özelliği, eksik kareleri yapay zeka ile tamamlıyor. Bu sayede ağır çekim videolarda netlik korunuyor ve profesyonel kamera seviyesinde sonuçlar alınabiliyor.

Efsane 6: Yakınlaştırılan görüntüler ve videolar bulanık olur

Yüksek zoom seviyelerinde detay kaybı geleneksel bir problemken, Galaxy S25 Ultra’da yapay zeka destekli yüksek çözünürlüklü zoom, uzak çekimlerde bile ayrıntıları koruyor. Konserler, spor etkinlikleri veya uzak nesneleri çekmek isteyenler için bu teknoloji büyük avantaj sağlıyor.

Efsane 7: Kamera ayarlarını yapmak zordur

Profesyonel seviyede fotoğraf çekmek için karmaşık ayarlar yapmak gerektiği düşünülse de, Galaxy AI ile birlikte Sahne Optimizasyonu otomatik olarak devreye giriyor. Telefon, ortam ışığını ve konuyu analiz ederek en iyi ayarları otomatik olarak seçiyor. Bu da hızlı ve zahmetsiz bir şekilde kaliteli fotoğraflar elde etmeyi sağlıyor.

Efsane 8: Yapay zeka ile oluşturulan portreler çirkin görünür

Yapay zeka tabanlı portre oluşturma konusunda piyasadaki birçok çözüm yapay ve estetikten uzak sonuçlar verirken, Galaxy Portrait Studio çok daha başarılı. Sulu boya, çizgi roman veya yağlı boya gibi çeşitli efektlerle, çekilen portreleri doğal ve yaratıcı bir şekilde dönüştürebilmek mümkün.

Samsung Galaxy S25 Ultra, yapay zeka entegrasyonuyla amiral gemisi bir telefondan beklenenin çok daha fazlasını sunuyor. Kamera, pil, performans ve kullanıcı deneyimi açısından sektörde çıtayı yukarı taşıyan bu model, yapay zekanın telefona gerçek katkısını kanıtlıyor. Yakın dönemde tanıtılan Galaxy Z Fold7 gibi diğer yenilikçi Samsung modelleriyle birlikte değerlendirildiğinde, yapay zekanın akıllı telefonlardaki rolü giderek daha önemli bir hale geliyor.