• Ana Sayfa  /
  • Oyun

Steam’de oyun patlaması: 4 yılda %93 artış! Oyun sektörünü ne bekliyor?

Steam’de yayımlanan oyun sayısı son 4 yılda %93 arttı. Peki bu hızlı artış oyunseverler için avantaj mı, sektör için kriz mi?
Steam’de oyun patlaması: 4 yılda %93 artış! Oyun sektörünü ne bekliyor?

Valve tarafından geliştirilen ve dünyanın en büyük dijital oyun mağazası konumunda olan Steam her geçen yıl büyümeye devam ediyor. Yalnızca milyonlarca oyuncuya ev sahipliği yapmakla kalmayan platform, aynı zamanda bağımsız stüdyolardan dev yayıncılara kadar binlerce oyun geliştiricisi için en önemli pazar yeri haline gelmiş durumda. Bloomberg’den ünlü oyun gazetecisi Jason Schreier’in paylaştığı yeni rapor ise son yıllarda Steam’deki büyümenin ne kadar hızlı olduğunu çarpıcı verilerle gözler önüne seriyor. Rapora göre son dört yılda Steam’e eklenen yeni oyun sayısı neredeyse iki katına çıkarak %93 oranında arttı.

Steam’de oyun sayısındaki rekor artış

Schreier’in verilerine göre 2020 yılında Steam’e eklenen yeni oyun sayısı 9 bin 656 civarındaydı. Bu rakam zaten o dönemde oldukça yüksek olarak değerlendiriliyordu. Ancak 2024 yılına geldiğimizde yıllık eklenen oyun sayısının 18 bin 626’ya yükseldiğini görüyoruz. Yalnızca dört yıl gibi kısa bir sürede neredeyse iki katına çıkan bu artış, oyun sektöründe benzeri görülmemiş bir büyümenin yaşandığını ortaya koyuyor. %93’lük artış oranı, oyun geliştirme maliyetlerinin yükselmesine rağmen oyun yapımında adeta bir patlama olduğunu gösteriyor.

Bu durumun arkasında birkaç temel sebep bulunuyor. Öncelikle oyun motorlarının daha erişilebilir hale gelmesi bağımsız stüdyoların önünü açtı. Unreal Engine ve Unity gibi popüler motorların sunduğu ücretsiz ya da düşük maliyetli lisanslama sistemleri, küçük ekiplerin bile oyun geliştirmesini mümkün hale getirdi. Ayrıca dijital mağazaların yaygınlaşması, oyunların fiziksel dağıtım maliyetlerinden kurtulmasını sağladı. Tüm bunlar birleştiğinde her yıl on binlerce oyunun Steam kütüphanesine eklenmesi kaçınılmaz hale geldi.

Oyunseverler için avantaj mı?

İşin oyuncu tarafına baktığımızda bu artış ilk bakışta büyük bir avantaj gibi görünüyor. Çünkü artık oyunseverler her yıl binlerce yeni yapım arasından seçim yapabiliyor. Bu çeşitlilik farklı zevklere sahip kullanıcıların kendi beğenilerine uygun oyunlar bulmasını kolaylaştırıyor. Bağımsız geliştiricilerin sıra dışı fikirlerle hazırladığı yapımlar, büyük stüdyoların sunduğu AAA projelere alternatif oluşturuyor. Böylece oyuncular, yalnızca yüksek bütçeli yapımlarla sınırlı kalmıyor, farklı tarzlarda deneyimler yaşayabiliyor.

Örneğin 2020 sonrası dönemde popülerleşen birçok bağımsız oyun, Steam’in geniş kütüphanesi sayesinde keşfedilme şansı yakaladı. Hollow Knight, Hades, Celeste gibi yapımlar bağımsız stüdyolardan çıkan ve dünya çapında milyonlarca oyuncuya ulaşan örneklerden sadece bazıları. Bu oyunların başarısı, platformun çeşitliliğini ve oyuncular için sunduğu fırsatları gözler önüne seriyor. Dolayısıyla artan oyun sayısı, oyunseverler açısından bakıldığında keşif, deneyim ve seçenek zenginliği anlamına geliyor.

aea5fec7-a9f4-4031-a094-344568d6a574.webp

Ancak işin geliştirici ve yayıncı tarafında tablo biraz daha karmaşık hale geliyor. Her yıl on binlerce yeni oyunun piyasaya sürülmesi, rekabeti hiç olmadığı kadar zorlaştırıyor. Bir stüdyonun oyununun öne çıkabilmesi için pazarlama bütçelerine daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Küçük ekipler ya da bağımsız geliştiriciler, büyük bütçeli rakiplerin arasında görünürlük kazanmakta ciddi zorluklar yaşıyor. Bu da birçok oyunun, piyasaya sürüldüğü günlerde dahi fark edilmeden kaybolmasına neden oluyor.

 

Üstelik sektörde abonelik hizmetlerinin yükselişi de rekabeti artırıyor. Xbox Game Pass, PlayStation Plus ve benzeri hizmetler, oyunculara aylık sabit ücretle yüzlerce oyuna erişim imkânı tanıyor. Bu durum, yeni çıkan bağımsız oyunların doğrudan Fortnite, Call of Duty ya da GTA Online gibi devasa canlı servis yapımlarla rekabet etmek zorunda kalmasına yol açıyor. Sonuç olarak, oyun geliştirme süreci daha da riskli hale geliyor. Geliştiriciler emek verdikleri projelerin yeterli satış yapamaması nedeniyle finansal sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu da bazı şirketlerin küçülmesine, hatta kapanmasına kadar varan sonuçlar doğuruyor.

Gelecek yıllarda neler bekleniyor?

2024 yılı verileri bize oyun sayısındaki artışın halen devam ettiğini açıkça gösteriyor. 2025 ve sonrasında da bu trendin sürmesi bekleniyor. Özellikle yapay zekâ destekli araçların oyun geliştirme sürecine dahil olması, bağımsız ekiplerin daha hızlı ve düşük maliyetle oyun üretmesini sağlayacak. Bu da önümüzdeki yıllarda Steam’e eklenen oyun sayısında daha da büyük artışlara yol açabilir.

Ancak bu hızlı büyümenin sürdürülebilir olup olmadığı tartışmalı. Sektörde işten çıkarmaların artması, şirketlerin finansal dengelerinin bozulması ve rekabetin çok sertleşmesi uzun vadede olumsuz etkiler doğurabilir. Büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde oyun piyasasında bir eleme süreci yaşanacak. Kaliteli, iyi pazarlanan ve oyuncu topluluklarıyla güçlü bağ kuran yapımlar ayakta kalırken, diğerleri görünmez hale gelecek. Oyunseverler için bu durum çok sayıda seçenek anlamına gelse de, sektör şirketleri açısından daha az güvenli bir gelecek vaat ediyor.

Steam’in son 4 yılda gösterdiği büyüme, dijital oyun dünyasının ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor. Yıllık eklenen oyun sayısının %93 artması, bir yandan oyunseverlere daha fazla seçenek ve çeşitlilik sunarken, diğer yandan sektör şirketleri için büyük bir rekabet anlamına geliyor. Schreier’in raporunda da vurgulandığı gibi bu durumun en büyük bedelini küçük geliştiriciler ve bağımsız stüdyolar ödüyor. Çünkü görünürlük savaşında büyük yayıncılarla mücadele etmek kolay değil.

Oyun sektörünün geleceği hem büyük fırsatlar hem de ciddi zorluklar barındırıyor. Steam gibi platformlar daha fazla geliştiriciye kapı aralamaya devam edecek, ancak sürdürülebilirlik konusu tartışma yaratmayı sürdürecek. Önümüzdeki yıllarda oyun dünyasında kimlerin ayakta kalacağını ve hangi yapımların öne çıkacağını hep birlikte göreceğiz. Oyuncular için seçeneklerin artması güzel bir gelişme olsa da, sektör şirketlerinin bu rekabet ortamında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.

Yorum Yaz

Yorumun minimum 10 karakter olmalıdır. (0)

Yorumlar