Bilim diyor ki Illich Yasası fazla eforun sonunda performans düşüyor!

Illich Yasası daha fazla çalışmanın her zaman daha üretken olmak anlamına gelmediğini kanıtlıyor. Doğru stratejiyle az zamanda daha verimli olmak mümkün.
Bilim diyor ki Illich Yasası fazla eforun sonunda performans düşüyor!

Üretkenlik denilince çoğu kişinin aklına “daha çok çalışmak” gelir ancak bu her zaman başarı anlamına gelmez. Avusturyalı düşünür Ivan Illich’in ortaya koyduğu Illich Yasası belirli bir sürenin ardından verimliliğin azalacağını ve hatta negatife döneceğini savunur. Yani bir işi saatlerce sürdürmek sonunda daha kötü sonuçlara yol açabilir. Bu düşünce günümüzün dijital iş temposunda oldukça kritik hale geldi. Çünkü sürekli bağlantıda olduğumuz bildirimlerle bölündüğümüz bir dünyada “ne kadar çok çalışırsam o kadar iyi” inancı artık gerçeği yansıtmıyor.

Illich’e göre üretkenliğin düşmeye başladığı bir eşik vardır. Bu eşikten sonra yapılan her ek çalışma daha fazla hataya yorgunluğa ve zihinsel tükenmeye neden olur. Başlangıçta ortaya çıkan enerji ve odak zamanla kaybolur. Böylece çalıştığın süre uzadıkça verim düşer ve motivasyon azalır. Özellikle yaratıcılık gerektiren işlerde bu etki daha belirgin olur. Çünkü beyin uzun süre aynı odak noktasında kalmaya uygun bir organ değildir.

Çok çalışmak yerine stratejik çalışmak

Illich Yasası’nın temel mesajı nettir: Zamanın değil enerjinin yönetimi önemlidir. İşte bu yüzden modern üretkenlik yaklaşımları süreyi değil odak kalitesini artırmaya odaklanır. Zaman planlamak artık yeterli değil; enerjinin ne zaman zirvede olduğunu bilmek gerekir. Güne başlarken odaklı olduğun saatleri belirlemek o dilimlerde en kritik işleri yapmak üretkenliği kat kat artırır. Bu yaklaşım aynı zamanda Yerkes–Dodson Yasası ile de örtüşür. Yani az stres motivasyonu artırır fazla stres ise performansı düşürür.

785c0d14136
Bu nedenle her gün yapılacaklar listesi hazırlarken “ne kadar sürecek”ten çok “ne kadar dikkat gerektiriyor” diye düşünmek gerekir. Zaman kutuları oluşturmak bu noktada işe yarar. Örneğin sabah 9–11 arasını derin odak gerektiren işlere öğleden sonrayı ise rutin görevlere ayırmak verimi yükseltir. Böylece çalışma süresi azalır ama üretkenlik artar.

Molalar beyin performansının sigortasıdır

Illich Yasası’nın en çok vurguladığı noktalardan biri de mola vermenin üretkenliği artırdığı gerçeğidir. Beyin kesintisiz odaklanma için tasarlanmamıştır. Sürekli çalışan bir zihin kısa sürede doygunluğa ulaşır. Bu yüzden düzenli kısa molalar zihinsel enerjiyi sıfırlamanın en etkili yoludur. En bilinen yöntem olan Pomodoro Tekniği bu prensibi somutlaştırır. 25 dakika çalışma + 5 dakika mola döngüsüyle ilerleyen bu sistem gün içinde üretkenliği korur. Ancak her iş Pomodoro’ya uymayabilir. Yaratıcı süreçlerde bazen daha uzun kesintisiz odak gerekebilir. Önemli olan kendi ritmini bulmaktır. Eğer bir noktada yazdıklarından emin olamıyor hata yaptığını fark ediyor ya da sık sık aynı satırları okuyorsan bu Illich eşiğine yaklaştığın anlamına gelir. O an bırakmak uzun vadede çok daha faydalıdır.

Illich Yasası’nı uygulamanın ilk adımı zaman takibi yapmaktır. Bir hafta boyunca hangi işte ne kadar süre geçirdiğini ve hangi noktada verimin düştüğünü kaydet. Bunu elle ya da uygulamalarla yapabilirsin. Bu veriler seni yoran veya zaman kaybettiren işleri gösterecektir. Ardından bu işleri azalt veya kısa zaman dilimlerine böl. Zorunlu olmayan görevleri günün en düşük enerji saatlerine kaydır. İkinci adım ise gerçek molaları planlamak. Sosyal medya arası değil zihni gerçekten boşaltan kısa yürüyüşler veya sessiz dinlenme anları yaratmak gerekir. Bu anlar beyin kimyasını dengeleyerek yaratıcı düşünmeyi kolaylaştırır.

Az zaman yüksek kalite

Illich Yasası yalnızca bireysel çalışma alışkanlıklarını değil ekip verimliliğini de etkiler. Uzun toplantılar gereksiz e-postalar veya aralıksız beyin fırtınaları üretkenliği düşürür. Kısa odaklı ve hedefe yönelik çalışma blokları ekip performansını artırır. Özellikle dijital çağda “her an çevrimiçi olma” baskısı çalışanların Illich eşiğini daha hızlı aşmasına neden olur. Bu yüzden yöneticiler çalışanlarına daha az ama daha odaklı çalışma alanı sunmalıdır.

Illich’in bakış açısı günümüzde giderek artan “sessiz üretkenlik” trendiyle de uyumludur. Verimli olmak artık daha çok çalışmak değil daha az hata yaparak doğru işi yapmak anlamına geliyor. Illich Yasası bize şunu hatırlatıyor: Üretkenlik çalışmanın miktarında değil kalitesindedir. Bir işi ne kadar uzun yaparsan o kadar kötüleşebilirsin. Modern dünyada asıl beceri ne zaman duracağını bilmektir. Zamanını yönetmek kadar enerjini korumak da önemlidir. Az çalış odaklan mola ver ve doğru anda dur. Çünkü bazen en büyük verim klavyeyi bırakıp nefes almaktan geçer.