Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
James Webb ve Hubble teleskopları, genç yıldız kümelerini gözlemlemek için güçlerini birleştirerek evrenin erken dönemlerini anlamamıza katkı sağladı.
Evrenin derinliklerine dair her yeni görüntü, insanlığın yıldızların ve galaksilerin doğuşunu daha iyi anlamasını sağlıyor. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ve Hubble Uzay Teleskobu, bu amaçla bir araya gelerek, Samanyolu’nun yörüngesindeki Küçük Macellan Bulutu’nda bulunan NGC 460 ve NGC 456 adlı iki açık yıldız kümesini görüntüledi. 527 megapiksellik bu dev fotoğraf, görünür ve kızılötesi ışıkta üst üste yapılan 12 farklı gözlemin birleşimiyle elde edildi. Genç yıldızlar, mavi ve turuncu bulutlar arasında tüm ihtişamıyla parlıyor; bilim insanları, bu yıldızların yaşı 10 milyon yılı geçmeyen yeni doğanlar olduğunu belirtiyor.
Bu tür yıldız kümeleri, aynı kökenden gelen ve aynı dönemde oluşan, kütleçekimiyle gevşek şekilde bir arada tutulan yıldız gruplarından oluşuyor. NGC 460 ve NGC 456 kümeleri, Güneş’ten milyarlarca yıl daha genç. Görüntüde görülen yoğun mavi gaz baloncukları ve kızıl toz şeritleri, yıldız oluşumunun aktif bir şekilde sürdüğünü gösteriyor. Hubble’ın görünür spektrum gözlemleriyle iyonize gaz bulutları ve genç yıldızlar belirginleşirken, James Webb’in kızılötesi gözlemleri ise tozun arasına saklanmış henüz yeni oluşan yıldızları ve kırmızımsı toz şeritlerini ortaya çıkardı.
Bu devasa iş birliği, Hubble’ın iyonize gazı ve genç yıldızları, Webb’in ise kozmik tozları ve saklı yıldızları görme avantajlarını bir araya getiriyor. Hubble’ın göremediği tozları JWST yakalarken, JWST’nin doğrudan göremediği iyonize gazı Hubble ortaya çıkarıyor. Böylece, Küçük Macellan Bulutu’nda gerçekleşen yıldız doğumlarının tüm aşamaları daha ayrıntılı ve renkli biçimde ortaya konabiliyor. Bilim insanları, yıldızların oluşumunu, gaz ve tozun nasıl birbirine dönüşerek yeni nesil yıldızları beslediğini bu tür görüntülerle modelleyebiliyor.
Küçük Macellan Bulutu, Samanyolu gibi büyük galaksilerde bulunan ağır elementlerden yoksun bir galaksi olduğu için, erken evrendeki galaksi yapılarına dair de eşsiz bilgiler sunuyor. Buradaki NGC 460 ve NGC 456 yıldız kümeleri, evrenin ilk zamanlarında yıldızların nasıl doğduğuna dair doğrudan gözlemler yapma imkânı veriyor. Dev O tipi yıldızlara ev sahipliği yapan bu kümeler, evrenin gençlik dönemine ışık tutarken, aynı zamanda gelecekte yapılacak yıldız evrimi araştırmalarının temelini de oluşturuyor.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.